Anamur-Bozyazı Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref GÜMÜŞ 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yazılı bir kutlama mesajı yayınladı.
GÜMÜŞ mesajında şu ifadelere yer verdi;
“Öncelikle vatansızlar tarafından Tusaş'ımıza yapılan terör saldırısını lanetliyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, Aziz şehit'lerimize Allah rahmet eylesin derken, Ailelerinin de yürek yakan acılarını gönülden paylaşıyorum.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, her yıl olduğu gibi bu sene de "bütün yurtta", kutlanacak.
"Tam bağımsızlık" ve "milli egemenlik" nutukları atılacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; aziz hatırasına diye başlayan, saygı sunan cümleler kurulacak, paylaşımlar yapılacak, diksiyon dersinden tam puanla geçmiş kişiler vurgulu hitaplarıyla, alkışlar eşliğinde, Atatürk'e bağlılık bildiren ifadelerle, konuşmalarını sonlandıracaklar.
Milyonlar "gıcır gıcır kıyafetler", "gran tuvalet elbiseler" lerle karşılarına geçip “Kurmuş olduğun Cumhuriyet emin ellerdedir Atam sen rahat uyu” mealinde nutuklar atan beyzadeleri coşku içerisinde alkışlayacak. Bandoların çaldığı marşlar eşliğinde, sokaklardan insanlar geçip gidecek. Uçaklarımız pilotlarımız eşliğinde semalarda gösteri yapacak.
Peki ya sonra...
Kendisini bir "Türk milliyetçisi" olarak tarif eden "Manda ve himayeyi" reddeden. Atatürk’ün, Cumhuriyeti temelleri üzerine inşa ettiği fikirleri aynı prensiple devam edecek mi?... "ABD/AB/İsrail" ekseninde yürütülmekte olan ‘kimliksiz’, ‘kişiliksiz’, ‘teslimiyetçi’ politikalar, red edilecek mi?
"Türk devletinin "milli" niteliğini devam ettiren politikalara, kurucu irade doğrultusunda devam edilecek mi ? Atatürk'ün merkeze aldığı “Türk milletinin "millet" vasfımı prensip edinilecek yoksa "millet" vasıftan uzaklaşılacak hedefler mi?...
"Egemenlik" kayıtsız, şartsız milletin mi? olacak yoksa uluslararası güç odaklarına ışık mı yakılacak. "Ekonomik bağımsızlık" millete mi eklemlenecek... Uluslararası sisteme mi?... "Dış politika" Yurtta sulh cihanda sulh prensibine göremi şekillenecek. Yoksa Uluslarası sermaye baronlarının çıkarlarına göremi...
"İç politika" kendi ananelerimize, göremi tanzim edilecek. Yoksa; Ab normlarına göre mi tanzim edilecek...
Köylü milletin efendisi olsun diyerek üretim merkezlimi mücadele edilecek yoksa “Borç yiğidin kamçısıdır” diyerek durmadan borçlandırılıp "midelerinden" esir alınan vatandaşlar, "yeni dünya düzeni" adı altında dayatılan "tüketim" toplumunun birer uysal köleleri haline gelsin diye mi mücadele edilecek...
Soruyorum sizce hangisi?
Bir zamanlar, ‘medeniyet’ ihtilali üzerinden ‘çağlar ötesine’ sıçramayı hedefleyen, nice tehlikeye, tehdide, ihanete pabuç bırakmayan, "çelik" kadar sağlam temeller üzerine oturtulan, Amerika, İngiltere, Fransa ile boy ölçüşen, lider ülke vasfı olan Cumhuriyet. Emperyalizm ve kapitalizm'e baş kaldıran insanı yaşatan hizmetler'e zaman ayırmalıdır...
Bilinmelidirki bizler; "Tam bağımsızlık" ve "milli egemenlik" kelimelerini her duyduklarında irkilip adeta "cin çarpmışa" dönen, mecburiyetten senede bir gün kutlamak zorunda kaldığı için kutlayan "Slogan" milliyetçileri, "Sosyete" halkçıları ve "Sömürge" dindarların, kutladığı Cumhuriyeti değil. Hesapsız vatan sevdalı serdengeçtiler olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurduğu Türkiye Cumhuriyetini seviyor ve kutluyoruz.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun...”
Ahmet Şeref GÜMÜŞ
Anaur-Bozyazı Ziraat Odası Başkanı
