Gerçek bir dünya liderinden bahsediyorum.
Dünyanın gerçek bir lider eksikliği yaşadığı dönemde kendi coğrafyasına yön veren istikamet çizen bir liderden bahsediyorum.
Siyonist İsrail’in katliamları karşısında ABD ve Batı’nın itibar kaybı yaşadığı bir dönemde Gazze’nin yanında Suriye iç savaşı sürecinde tarihin doğru tarafında yer alarak gerçek bir liderlik gösteren gerçek bir liderden bahsediyorum.
Zira konjonktürel perspektiften bakarsak dünyamız ciddi bir lider boşluğu yaşıyor. Dünya kaos çağına girerken savaşların gölgesinde uluslararası örgütlerin işlevsiz kaldığı insanlığın Gazze’de katledildiği bir sürece şahitlik ediyor.
Hegemonik güç ABD, uluslararası örgütlerin yerine karar alma süreçlerini üstlenerek neredeyse tüm uluslararası örgütleri devre dışı bırakırken aynı zamanda onları işlevsizleştirme değersizleştirme ve içini boşaltma gibi bir işlevi de üstlenmiş oluyor.
İşte tamda burada ABD başkanı Biden gibi Gazze ölümlerini 4 Kasım’daki ABD seçimlerini yeniden kazanmak için görmezden gelen hatta Siyonist İsrail’e bu katliam için alan açan kişiliksiz bir lider pozisyonu çizmek yerine bu kan ve gözyaşını durdurmayı insanlığın geleceği için elzem gören gerçek bir lider profilini görüyoruz.
Suriye’de tarihin doğru tarafında yer alarak Suriye’nin üniter devlet yapısı başta her alanda yeniden dizaynında dünya kafasını iki elinin arasında almış hayranlıkla Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ı izliyor. Onlar bunu yaparken işte dünyanın, insanlığın aradığı gerçek liderlik tamda budur dedirtiyor insana.
Zira liderlik kolay elde edilebilir bir meziyet değildir. Bir yaradılış meselesidir liderlik Bir tecrübe bir birikim bir donanım lazımdır lider olabilmek için...
Liderlik, öncelikle cesaret gerektirir.
Liderlik, basiret gerektirir. Yani lider doğruyu olabilecekleri öngörür. Buna göre karar mekanizmalarını işletir.
Liderlik, feraset gerektirir. Yani lider sezgi sahibidir, olabilecekleri sezer.
İşte tüm bunlar insan fıtratından gelen özelliklerdir. Sonradan kazanılmaz sonradan elde edilemez.
Liderlik bunlar yanında bilgiye ve tecrübeye muhtaçtır. İşte bunlar zamanla kazanılabilen özelliklerdir.
Tüm bu özellikleri liderlik üzerinden bütünleştiren lideri lider yapan asıl unsur ise ‘’bu birikimleri ülkesinde halkı için dünyada ise insanlığın hayrına kullanabilme’’ meziyetidir.
Şimdi soruyorum ülkemizin lider skalasında kaç tane böyle lider mevcut. Liderim veya geleceğin lider adayıyım beklentisi ile ortalarda dolaşan kimileri Sayın Erdoğan'ı hastalık derecesinde taklit etme yarışına yani bir psikiyatrik olan taklit etme hastalığı '' ekopraksi'' sanrısına girse de taklitle gerçek liderlik olunmuyor. Zira taklidin tek yaptığı şeyin aslını yüceltmek olduğunu hepimiz biliyoruz
Sadece ülkemiz mi? Maalesef yazımın başında ifade ettiğim üzere dünyada bir lidersizlik boşluğu yaşıyor.
Bunun adı siyaset sosyolojisinde ‘’ Kaht-ı Rical’’ dir. Yani siyasette ve devlet yönetiminde siyasetçi ve devlet adamlığı yetersizliği.
Kaos çağına giren böyle bir düzen ve sistemde bir lider çıkıyor ekibiyle birlikte önce Rusya Ukrayna savaşında tarafsızlık statüsüyle açlık tehlikesi yaşayan Afrika’sından Avrupa’sına Uzak Doğu’sundan Gazze’sine yaşanan bu ölüm ve sefalete seyirci kalmayı insanlığın onuru için ahlaksızlık görürken sözde dünya liderleri bu trajediyi sadece seyrediyor.
Bu vurdumduymazlığı ortadan kaldırmak için kimi zaman doruk diplomasiye aracılık ederek Ukrayna tahılını öğüterek Afrika’nın aç insanlarına gönderirken kimi zaman ise İsrail engellemelerine rağmen yardım tırlarını Gazze için göndermekten geri kalmıyor.
Ülkesi ve milletinin geleceği için Libya’sından Azerbaycan Karabağ’da ve kendi coğrafyasında koşulları değiştirip kendi koşullarını dayatan ülke lideri olmanın yanında Kuzey Suriye’de oluşturulmaya çalışılan ve zaman içinde İran, Irak’tan toprak kopartarak bizim Güneydoğu’muzu da içinde alacak ‘’ Teröristanı’’ bölücülere hayal bile erdirtmiyor.
Hiçbir şey yapamasa diplomasiyi işletiyor. Gerek mekik diplomasiyi gerek arka kapı diplomasiyi gerekse doruk diplomasisini işleterek ateşkese ve gelecekte olası barışa aracılık ediyor.
Peki dünyaya ahkam kesen kişiliksiz basiretsiz sözde liderler ne yapıyor?
Yaptıkları şey sadece kendi ülke çıkarları periferinde ya sessiz kalmak ya da Siyonizme uşaklık ederek İsrail'e ekonomik, askeri ve diplomatik destek sağlamak.
Doğu coğrafyalarında ezilen, aç kalan, katledilen insanlık için kılını kıpırdatmazken, Batı uygarlığının bir parçası gördükleri Ukrayna için yardım seferberliği başlatarak Ukrayna insanı için göz yaşı dökmek. İnsanı kategorize ederek dünya lider olunmaz.
Liderlik, insanlığın geleceği için kafa yormak; inancı, milliyeti ne olursa olsun insanı Allah tarafından yaratılan en kutsal değer olarak görüp onlar için yaşamı kolaylaştırmak gerektiğinde her ne olursa olsun tüm insanlık için inisiyatif alabilmektir.
İşte biz Mersin olarak 18 Ocak’ta böyle büyük meziyetlere sahip bir lider profilini bir dünya liderini ağırlayacağız.