Keyfe Keder Eğitim Sistemi..!

2023-2024 Eğitim Öğretim yılı bu gün başladı. Öncelikle Tüm öğrencilere, öğretmenlere, velilere ve eğitim camiasına bu eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını diliyorum.

Bu yazımı, bir çok aileden ve öğrenci velilerinde gelen telefonlar ve mesajlar üzerine vatandaşın sorunlarını ortaya koyma adına yazıyorum. Amacım hiçbir kurumu zorda bırakmak değil.!  

Maalesef ülkemizde eğitim sistemi günden güne kötüye gitmekte gelen gideni aratır hale gelmektedir.

Bu günkü konumuz lise bölümünü ilgilendiriyor.

Bildiğiniz üzere Liseler öğrencilerini LGS sınavı ile alıyor. Ve tekrarı olmayan bir defada yapılan ve hayatını etkileyen bir sınav oluyor. Sınav günü öğrencinin her hangi bir rahatsızlığı varsa, veya o gün bir stres yaşadıysa ve sınavda başarılı denecek bir puan alamadıysa 4 yıl okuduğu ortaokuldaki not ortalaması bile neredeyse bir işe yaramıyor.!

LGS sınavıyla öğrenci kabul eden okullar öyle yüksek puanlarla öğrenci alıyorlar ki; sanki o liseyi bitiren öğrenci üniversiteye gitmeden Doktor, Mühendis, Avukat vb. olarak mezun olacakmışçasına eledikçe eliyor. Tabiri caiz ise şöyle çarpıcı bir örnekle açıklamak gerekirse; “Sanki semt pazarında domates seçiyor! Ama öyle bile olsa bir kasa domatesi altüst ediyor 1 kasa domates içerisinden 1 kiloyu zor çıkartıyor.! Peki diğer domatesler hadi salça yapılır bir şekilde değerlendirilir. Peki geri kalan öğrenciler ne olacak.?

Evet bu süreçten sonra sınavsız öğrenci alan okullara tercihler başlıyor. İlk ve orta dereceli okullara kayıtlarda bildiğiniz üzere adrese dayalı eğitim diye dayatan sistem sınavsız öğrenci alan liselerde hiç adrese yakınlığa, uzaklığa bakmıyor. Tercihler yapılıyor sınavsız öğrenci alan liseye bakıyorsunuz, diyorsunuz hem evime de yakın.! Ama dur bir dakika öyle olmuyor!   Orta Okul not ortalaması 100 ‘den başlayıp 95’te 94’te bırakıyor. Onu da bizim okul bu yıl öğrenci alımını 95 puanla kapattı. Diye gururla yaygara yapıyor. Yahu sen sınavsız alıyorsun zaten buna rağmen bu çıta neden bu kadar yüksek.? “Açılan 1 kişilik

kontenjana 50 öğrenci müracaat ediyor ama alınamıyor.!

Tabi bunun yanında ülkemizde misafirimiz olan Suriye’den, Afkanistan’dan vb. ülkelerden gelmiş vatandaşların ve depremzede yurttaşlarımızın  öğrencileri bu not ortalamasından muaf tutuluyor. Onlara özel kontenjanlar belirleniyor.

Bu süreç nasıl devam ediyor derseniz?

Geride kalan öğrenciler, Ulaşım, yemek, öğrencinin ya da ailenin psikolojisi düşünülmeden uzak mahallelerde ve hatta başka il ve ilçelerde bulunan İmam Hatip liselerine  veya mesleki liseleri tercih etmeye mecbur bırakılıyorlar.

Ve bu süreçte milli eğitim müdürleri bile sisteme müdahale edemiyor. Bir insiyatif dahi kullanamıyor! 

Gazetemize ulaşan bir anne 3 öğrencisinin servisle gidilebilecek uzaklıkta liselerde okuduğunu her birine 1000 ₺ servis ücreti ödediğini öğlen evine gelemeyeceğinden dolayı günlük 3 öğrenciye kişi başı 50₺ da yemek parası vermek zorunda olduğunu ağlamaklı bir ses tonuyla ifade ederken eşinin asgari ücretli sezonluk işçi kendisinin de bulabildiği ölçüde tarım işçisi olarak çalıştığını ama yaz boyu biriktirdikleri parayla öğrencilerinin kırtasiye ve okul kıyafetlerini yarım yamalak alabildiklerini söyledi.

Bir çok aile bu zor eğitim şartlarından dolayı çocuğunu bir mesleğe verip açık liseye yazdırmayı düşünüyordu ama oda hayal oldu. Milli Eğitim Bakanı yaptığı açıklama ile öğrencilerin özürsüz açık liseyi tercih etmelerinin önünü kapattı. ( Karar Resmi Gazetede yayınlanması bekleniyor!)

Peki bu karar günümüzdeki tabiri ile mavi yakalı diye tabir edilen ustası, işçisi, teknisyeni, ve bunun yanında tamirci, fırıncı, kasap ve daha bir çok iş kolunun yok olacağı anlamını ortaya koymaz mı? Ben yaptım oldu mantığıyla sahada araştırma yapmadan Ankara’dan oturulan koltuktan böylesi önemli bir kararı tek başına almak doğru mu?