https://www.anamurhaber.com/files/uploads/user/8a3d71a48f3b8f06334dd9aeecba127b-8721a4eb5678466ff6f9.jpg
Ali BAL
Advert

Bir Fıkra Bir Yorum

15-10-2022 15:51 1139 kez okundu.

Nasreddin hoca zamanında şimdiki entel geçinenlerin saç sakal uzattıkları gibi biraz aydın, entelektüel geçinen mürekkep yalamışlar da başlarına kavuk giyerlermiş.Hoca da belki onlara özentisinden başında kavukla dolaşırmış.Bir gün okuma yazması olmayan biri elinde bir mektup gelmiş hocaya
Hoca şu mektubu bana okuyuver demiş.

Hoca mektubu açmış bakmış mektup baştan sona Arapça.Hoca da Arapça bilmiyor.

Kusura bakma ben bu mektubu okuyamam demiş.
Adam hocaya bakmış bakmış.

Yahu hoca utan utan.Benden utanmıyorsan şu başındaki kavuktan utan demiş.Hoca da 
Yaa!Öyle mi? demiş. .Çıkarıvermiş kavuğu adamın başına geçirmiş.
Al mirim.Madem ki iş kavuktadır.Al kavuğu sen giy.Kendin oku mektubunu.
Güzünden akıllı diye bir laf var.Düşüncenin en sefil derecesidir.Aklen dünya kadar delil getir.Maddeten güzüne sokuncaya kadar inanmaz.Oysa gerçekler görüntünün ötesindedir.Gerçeğe ulaşanlar görüntüye takılmayıp akıl,sezgi ve basiretle görüntünün ötesine uzanabilenlerdir.Adamın suratında 2 metre sakal,2 metre cübbe,allı yeşilli rengarenk sarık ağır ağdalı bir dinsel giyim,dilinde inşallahlar, maşallahlar, ’’İki cihan serveri,ins ve cinin peygamberi,Allahü Teala vetekaddes hazretlerinin kainatı yüzü suyu hürmetine yarattığı (!) Hz.Muhammed Sallallahü Teala aleyhi ve selem türünden ağır,ağdalı salavatlarla, ağır,ağdalı bir dinsel dil kelimeler dans ediyor.Bizim ateist,seküler laikler hemen anında pes ediyor.Dini onlara bırakıp ellerini,ayaklarını o alandan çekiyorlar.Dinsel alan ve seküler alan paylaşımı kendilerinin de işine geliyor bir bakıma.Bu bağlamda iki tarafın da birbirinden beslendiğini söyleyebiliriz rahatlıkla. Gerçekte ise asıl mesele şudur:
Gerçek,samimi,insaflı aydın ve düşünce yolcularına düşen görüntüye takılmamaktır.Üçü de birer din kitabı olan Tevrat,İncil ve Kur’an gerisi tarihin çoook eskilerine giden bir din sahtekarlığından çok vurgulu bir şekilde söz etmişlerdir.Fakat onlar temeli Allah ve din gibi kutsal kavramları kullanarak onların üzerine bir ruhban oligarşisi kuran bu sahte dinciliğin yerine seküler bir felsefeyi geçirmemişler,aksine söz konusu sahte dinciliğin yerine insanın akli,fikri,sosyal,ekonomik vs. hayatın her alanında insanın insana kulluğunu reddeden gerçek anlamda insanın özgürlüğünü esas alan doğru,gerçek ve orijinal dini koymuşlardır.Müslümanlar Tevrat ve İncil’in tahrif edildiğine inanırlar.Ben de öyle inanıyorum.Ama metinsel olarak değilse bile Kur’an’ın getirdiği din anlayışının sözde Kur’ani geçinenlerle birlikte Kur’an’ı ölülere okuyan geniş yığınların,kitlelerin de hem Kur’an hem de İslam anlayışında yaptıkları tahribat ve tahrifatın Yahudilerden ve Hıristiyanlardan aşağı kalmadığını telsi etmek zorundayız.Bu cümleden olarak dinini Kur’an’dan almayanların KENDİ DİNLERİNİ KENDİLERİNİN İNZAL ETMELERİ kaçınılmazdı ve öyle olmuştur (Bkz.En’am/93,Necm/3).Burada Kur’an’ın aklın önüne geçtiği sanılmamalıdır.O aklın değil zan ve hevanın önüne geçmektedir.Zan,heva ve şeytan Kur’an’da iç içe kullanılan kavramlardır.Yoksa öyle ateşten yaratılmış ayrı bir şeytan yok.Örnek olarak söylemem gerekirse kumarcıyı kumara iten insanın kendi egosunda yatan şeytani dürtüleridir.İşte en dar anlamda şeytan budur.İblis de öyle.Şeytanın ateşten yaratılmasındaki şeytanla kasıt insanın şeytani melekeleri,şeytanın ateşten yaratılması da insanın bu şeytani melekelerinin insan üzerindeki sonucu insanın kendi kendini yok etmesine kadar giden yıkıcı etkileridir.Kur’an’daki şeytan-insan ilişkisini iyi okumak gerekiyor.
Kısacası İslam sakala,sarığa,cübbeye,şekle bol inşallah’lı,maşallah’lı salavatlarla insanların gözünü boyamaya yönelik sahte,mistik din edebiyatına bakmaz. Ahmed’e, Mehmed’e,hacıya,hocaya da bakmaz.Şu veya bu cemaata da bakmaz.Tabii Allah ve elçilerine,din büyüklerine, alimlere, Müslümanların birbirlerine,hatta başka din ve inançlardan olan insanlara saygı ve edep esastır.Ama saygıyı abartarak aklı,mantığı, sorgulamayı, muhakemeyi,analitik düşünmeyi bir yana bırakıp din oligarşisine,siyasi önder ve liderleri uçurmayla onlara körü körüne teslimiyete yani kısacası tapınmaya götürmeyi asla kabul etmez.Doğal olarak Kur’an’da bu yol şeytani olarak tanımlanır ki yine Kur’an’ın tanımına göre şeytan insanın açık bir düşmanıdır (Bkz. İsra/53).Bu tezin sağlaması ise İslam alemi dahil geçmişi ve bu günü ile bütün insanlıktır.
Sonuç itibarı ile sekülerizm,ateizm,materyalizm ve sahte din.Düşünce sefaleti açısından birbirinden çok farklı değil.
Allah göklerin ve yerin nurudur (Bkz.Nur/35).O’na (vahyine) sırtını dönen hayatı kendine zindan eder.Dinci olsun,ateist,deist,materyalist olsun fark etmez.
                                                                                                        Ali Bal

Neler Söylendi?