Kur’ani kavramlar

Ali BAL

01-09-2022 14:44

Kur’ani kavramlar:

BEYTULLAH

Giriş:

Beytullah Allah’ın evi anlamına geliyor ve Ka’be için kullanılan bir kavram.Ancak Kur’an’da tam olarak bu terkiple geçmez. Onun yerine kendi zatına izafe ederek  Ka’be için evim anlamına gelen beytiye kelimesini kullanmaktadır:

’’Hani İbrahim’e Evin (Ka’be) yerini göstermiş ve (şöyle demiştik):’’Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler,kıyama duranlar,rüku edenler ve secde edenler için evimi temiz tut’’(Bkz. Hac/26).

Buradaki Allahü Teala’nın Ka’be için kullandığı ’’evimi’’ifadesinden Allah’ın Evi anlamında Beytullah kelimesi türetilmiştir. Burada bir yanlışlık yok. Ancak insanlar tarih boyunca ve bu gün ‘’’beytullah’’ kelimesinden maalesef sadece Ka’be’nin mübarekliğini,kutsallığını anlamışlar Ka’be’yi ziyaret edip etrafında dönüp gelmek veya Hac adı altında bir takım ritüelleri yerine getirmekle günahlarından arınacaklarını düşünerek ve analarından yeni doğmuş gibi tertemiz bir şekilde hacı olmuş olmanın kalbi,vicdani huzuru içinde memleketlerine dönmektedirler. Peki böyle mi ve gerçek bu mu? Bu yazıda sadece ’’beytullah’’ kelimesinin gerçekte  ne anlama geldiği Kur’an bütünlüğü çözümlenmeye çalışılacaktır.

Ev/beyt bildiğimiz ev/beyt mi şimdi yoksa ne bunu anlamaya çalışalım:

Bizde ev dediğimiz zaman ortalama muhayyile içinde oturulan ev şeklinde çalışır.Burada ev figürüne diğer anlam boyutu ile yaklaşılmıştır.Bu ev halkıdır. Burada işlenen konuya uygun olarak ev kelimesine sosyolojik yaklaşmak gerekiyor. Yani burada işlenen konuya göre ev deyince muhayyile ‘’’ev halkı’’ yönünde çalışmalıdır. Çünkü mesaj buradan veriliyor. Bitin insanlığı kapsayan evrensel bir insanlık projesi ve insanlık ülküsü ’’ev halkı’’  kavramı üzerinden verilmek istenmiştir. Ev halkı dediğimiz topluluk bir ailedir. Beyt/ev,ev halkı ve aile kavramları iç içe kavramlardır. Beytullah, hac,Ka’be ve Mescid-i Haram kavramları da aralarındaki anlam ilişkisi itibarı ile o oranda  iç içe olan kavramlardır. Gökleri ve yeri yaratan Allah bu kavramlar üzerinden bütün insanlığa siyahı ile,beyazı ile,sarı ırkı,kızıl derilisi ile kısacası tüm ırkları,soyları,boyları ile bütün insanlığa tek bir aile oldukları ve dolayısı ile bir ailede bütün aile fertleri nasıl aynı hukuka tabiyse bütün insanlık da aralarındaki ırk,renk,soy,sop farkına bakılmaksızın aynı hukuka tabidirler.Dolayısı ile Ka’be ve Hac’la ilgili gökleri ve yeri yaratan Allah dışında her şey mecazdır.’’Beyt/ev’’ den kasıt Ka’be olmakla birlikte Ka’be mecazen tüm yeryüzünü temsil eder. Ev halkı da tüm ırk,renk,soy-sopları ile birlikte yeryüzünde yaşayan insanların tümüdür:

’’Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır’’ (Bkz. Hucurat/13).

 Yani Allah katında en değerli olan O’na karşı gelmekten en çok sakınan,bu nedenle de bu evrensel insanlık birliğini ve kardeşliğini bozacak ideolojik,politik vs. her türlü fitne ve fesattan uzak duranlardır.

Ayrıca Hz.Rasulün Veda Hutbesi’nde dile getirdiği ve onun ebedi bir vasiyeti hükmünde olan’’Ey insanlar Rabbiniz birdir. Atanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Arab’ın Arap olmayana takva ölçüsünden başka bir üstünlüğü yoktur. Benden sonra eski sapıklıklarınıza dönerek birbirinizin boynunu vurmayın’’ şeklinde yer alan ifadeleri Rasulün aklındaki dinin de asıl hedefinin evrensel barış ve adalet olduğunu açıkça ortaya koyar.

Bu cümleden olarak ’’beyt/ev’’ kavramında potansiyel olarak evde yaşayan aile bireylerine bir gönderme vardır. Kur’an’ın insanlığa vermek istediği mesaj açısından baktığımızda aile fertleri veya diğer ifade ile ev halkından kasıt bütün ırk,renk,soy-sopları ile birlikte tüm insanlık veya modern  çağın dili ile ifade edecek olursak her ırk ve renkten tüm dünya ulusları veya dünya halklarıdır.

Kur’an’da böyle bir ifade geçmiyor olmakla birlikte burada kullanılan mecazi anlatım bütünlüğü içinde düşünecek olursak ev halkı doğal olarak aileyi,aile de o ailenin soyundan geldiği babayı çağrıştırır. Bir ailede nasıl tek bir baba olursa bir ve tek olan Allah’a iman da bir ailede tek bir babanın olması gibi bir işlev görmekte yani aile birliğinin ve aile fertlerinin tümünün tek bir hukuka tabi olduğunun referansı ve dayanağı olmaktadır. Bu dayanak ve referans semavi kökenli üç din için de söz konusudur. Dolayısı ile onların tabir caizse ocakları da biraz eşelenirse altından aynı referans ve aynı dayanak çıkacaktır. O nedenle Kur’an Yahudi ve Hıristiyanlara bu yönde bir çağrıda bulunmaktadır:

Rasûlüm! De ki: “Ey Ehl-i kitap! Sizinle aramızda ortak olan bir söze, şu ortak noktaya gelin: Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp da birbirimizi rab edinmeyelim.” Eğer yüz çevirirlerse: “Şâhit olun ki, biz elbette Müslümanlarız” deyin’’ (Bkz.Al-i İmran/64).

Bu ayet de yine Allahü Tela’nın göklerde ve yerde tek egemen olduğunu ifade eden Nisa/42 ayeti de bunu ifade etmektedir:

’’Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak Allah’adır’’ (Bkz. Nisa/42).

’’Şüphesiz göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Allah’ındır. O, diriltir ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır’’ (Bkz. Tevbe/116).

Sonuç:

Bu çalışma ile birlikte beytullah kavramının evrensel barış ve adalet açısından nasıl derin anlamlar içerdiğini gördük. Öncelikle belirtelim ki İslam budur ve İslam’ın en temel ibadetlerinden olan namaz,oruç,hac ve kurban ancak bu bilinçle ifa edildiğinde Allah nezdinde bir anlam ifade eder.

Namazın karşılığı Kur’an’da salat olarak geçmekle birlikte salat namazdan çok daha kapsamlı bir kavram olup diğer ibadetlerle birlikte bu çalışmada çerçevesini çizmeye çalıştığımız evrensel insanlık ülkü ve davasını ifade eden en temel kavramdır. Hal böyle iken meallerde salat kelimesinin geçtiği her yerde pek azı dışında salat kavramı namaz olarak çevrilmekle aslında salat kavramının anlamı büyük oranda daraltılmış bulunuyor.

İkinci husus da İslam’ın nasıl bir din olduğunu anlamak hususunda asıl belirleyici olan işte burada çerçevesini çizmeye çalıştığımız evrensel barış ve adalet ülküsüdür. Dolayısı ile İslam’da savaş öz savunma veya güçlü bir toplumun zayıf bir toplumu ezmek,sömürmek,katl veya kendi sultası altına alma çabasına karşılık mazlumu zalimin zulmünden ve tasallutundan kurtarmak,gasp edilen hakkını zalimden alıp mazluma teslim etmek gayesine bağlı olduğu sürece meşrudur.

Dolayısı ile böyle bir dini bize öğreten yüze Kur’an’ı ve o Kur’an’ı bize getiren Allah’ın kutlu elçisi Hz. Muhammed’i saygıyla selamlıyoruz. Salat ve selam onun üzerine olsun. Bedevi Arap Muhayyilesi ve aklı diye horlanan Kur’an’la onun kendine vahyi edildiği kutlu rasul işte budur.

İslam’da bağlayıcı olan onun asli kaynağı Kur’an olup onun insanlığa gösterdiği yolun ne olduğu ancak Kur’an ayetlerinin kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılabilir. Bu yazıda bunu yapmaya çalıştık. O nedenle Kur’an bütünlüğünü bu dinin taaa başından beri kaybetmiş gafil ve bağnaz (sözde) İslami guruplarla cehalet nedeni ile İslam dini hakkında yüreğine kin ve nefret ateşi düşmüş kimi İslam’dan dönme (mürted) kimi seküler bağnazları Allah’a havale ediyoruz.İki tarafın da  ayetleri bağlamından koparmak veya içinde lehte, aleyhte her türlü rivayetin bulunduğu tarihi literatürden işine geleni seçip almak suretiyle ve anlamını çarpıtarak gerek Kur’an’ı gerekse Allah’ın kutlu elçisini vahşetle,barbarlıkla suçlamalarının ne kadar yersiz,temelsiz,insaf ve iz’andan yoksun olduğunu sağduyu sahipleri için elinizdeki bu kavram çalışması (gücüm nispetinde) ortaya koymuş olmalıdır.

Selam ve muhabbetle

DİĞER YAZILARI Sekülerizm Ve Semavi Kökenli Dinlerin Ortak Misyonu.. 01-01-1970 03:00 Dinimizde “Sırat-ı Müstakim ve İşi Ehline Vermek..!” 01-01-1970 03:00 Allah'ın Birliğinin İnsan Sosyopolitiği Açısından Anlamı.. 01-01-1970 03:00 Cenneti Nasıl Anlamalıyız Veya Cennet Aslında Nedir/1 01-01-1970 03:00 RAHMANİ VE ŞEYTANİ SİYASET ARASINDA KALANLAR.. 01-01-1970 03:00 Kur’an Çerçevesinde Oruç Ve Ramazan! 01-01-1970 03:00 Kandiller Kurtuluşumuza Vesile Olur mu? 01-01-1970 03:00 Suriye ve Mısır Sil Baştan 01-01-1970 03:00 KABE,HZ. İBRAHİM,EHL-İ KİTAP (YAHUDİ VE HIRİSTİYANLAR) İLİŞKİSİNE KUR’ANİ BİR YAKLAŞIM 01-01-1970 03:00 Bir Fıkra Bir Yorum 01-01-1970 03:00 Osmanlı Benim İçin Ne İfade Ediyor? 01-01-1970 03:00 Bir Rejim Sorgulaması.. 01-01-1970 03:00