Kur’ani Kavramlar:
Takva, Muttaki
Bu yazıda Kur’ani bağlamından koparılmış ve ondan baya uzaklara savrulmuş olan birbirinin türevi iki temel kavramdan söz edeceğiz. Bunlar takva ve muttaki kavramlarıdır.
Takva Kur’an’ın temel anahtar kavramlarından biri olup kelime anlamı sakınma, dini bir terim olarak da Allah’tan sakınma anlamına geliyor. Hayat çizgisinde ve tarzında takva yolunu izleyen kişiye de onunla aynı kökten gelen bir kelime olarak Muttaki denmektedir. Kur’an’a göre kimse ırkından ve renginden dolayı birbirinden üstün olmayıp Allah katında üstünlük takva iledir:
’’Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, takvaca en üstün olanınınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
Allah Kur’an’da bu dünya hayatında zulmeden, insanlar arasında ırk,renk ve sınıf ayrımcılıkları gözeterek insanların hemcinslerini kendi sultaları altına alanların,ezenlerin ve sömürenlerin,zulüm ve haksızlık yapanların, emperyalist sömürge savaşları yolu ile halkları birbiri ile savaştırmak sureti ile (1. Ve 2. Dünya Savaşları’nda olduğu gibi) halı bombardımanlarla,nükleer ve konvansiyonel füzelerle şehirlerin yakılıp yıkılmasına,on milyonların ölümüne neden olan dünya egemenlerini ve onların zalim, sömürgeci, ırkçı, kapitalist,faşist sistemlere ve onların siyasetlerine hizmet edenleri ve destek verenleri kıyamet günü cehennemle cezalandıracağını belirtmektedir. Allah’ın bu cezalandırmasından sakınmaya takva,sakınanlara da müttaki denmektedir.Allah rasulünün Veda Hutbesi’de ise:
Ey insanlar!Rabbiniz birdir.Atanız da birdir.Hepiniz Adem (neslinden) siniz.Adem ise topraktandır.Arap’ın Arap olmayana TAKVA ölçüsünden başka bir üstünlüğü yoktur’’
Buyrulmuştur.
Allahü Teala kimseye zulmetmez.Kıyamet günü insana kestiği ceza ise (cehennem) bu dünyada insanın insanı ezmesine,sömürmesine,sömürgeleştirmesine köleleştirmesine, zulmetmesine,yeryüzünde neden olduğu,acı,kan ve gözyaşına karşılıktır.Allah’ın kullarını kendi kulluğu altına almaya veya Allah’ı bırakıp O’nun egemenliğine baş kaldırarak O’nun kullarını kendilerine kul eden dünya egemenlerine,onların rejimlerine ve sistemlerine hizmet edenler de cehennem azabına duçar olacaklardır.Kalanların ise yanlış siyasi tercihler sonucu yerlerinden, yurtlarından olmakla kendi vatanından uzak diyarlarda mülteci durumuna düşmelerine neden olanlar elbette neden oldukları acı,kan ve gözyaşının bedelini ödeyeceklerdir.
Dünya ancak takvayı kuşanmış ve onu yüreğinde içselleştirmiş müttaki kullarla huzur ve sükun bulur.Zaten İslam’da öncelikle aslolan bu dünyadır.Çünkü biz bu dünyada yaşıyoruz ve dinin de felsefesi,akaidi yani itikadi esasları,toplumsal hayata getirdiği düzenlemeler insanoğlunun bu dünyadaki huzur ve güvenliğinin sağlanmasına ilişkin olmalıdır.Ahiret de insanın bu dünyada yeryüzünde barış ve adaletin tesisine olan katkıları,hizmetleri,bu cümleden olarak zulme,haksızlığa ve adaletsizliğe karşı verdiği mücadele, mallarından ve canlarından yana üstlendiği riskler,çaba ve fedakarlıklar vs. ile ebedi alemdeki yerini bu dünyadayken hazırlamış olacaktır.
Kur’an ancak muttakilere yol gösterir ve akıbet müttakilerindir (Bkz.Bakara/2,Hud/49).